Küresel Vesaireler

150 150 Rıfat Fahir İskit
dut ağacı

Hayallerimin peşinden koştum hep; geçmişten sesler, geçmişten yüzler
Yırtılmamış sevinçler ve saklı hüzünler yaşadım hep.

Yağan yağmurun, tablası devrilen simitçinin, o son vapurun, eski bir tablonun
son fırça izi idim hep.

Ölümsüz idim, mihenk taşı, en büyük aşık, en ‘bişey’dim işte!

Sonra bir kış gecesi ansızın, yıllardır aynı daktilonun aynı tuşunda kaldığımı
Anladım birdenbire.
Acımasızca geçen mevsimler geçmiş, olan olmuştu.

Farkında değildim.
Mahalle bakkalı yoktu, arka bahçedeki dut ağacı yoktu.
Oysa ben aynı aşkı aynı aşkla sevmiştim hep.

İşte böyle dostlarım, inanın göz açıp kapayıncaya kadar
Bile sürmüyor; öylesine uzun, öylesine çabuk ki!

Nöbetçi günler, nöbetçi geceler, nöbetçi sevgililer ve nöbetçi
Anlaşılmazlık nöbetleri.

Kitabımda hepiniz yerlerinizi bulup sayfanızı işaretleyeceksiniz.
Geçmişten sesleriniz hala kulaklarımda
Güzel yüzünüz, gözleriniz hala pırıl pırıl.

Bense
Şimdilerde dağ başında bir kelebeğin peşinden koşuyorum; iyiyim

150 150 Rıfat Fahir İskit
sivrice

gökyüzü ne kadar yeşil bu sabah!
yerim yurdum ne kadar lezzetli!

sivricede balık yemeye geldik,
yassı taşları dizmeye..

bu yaşta çocuk mu olduk?

gökyüzü ne kadar yeşil bu sabah!

150 150 Rıfat Fahir İskit
abbas

yolcudur abbas!
ayrılıklar büyür içinde
‘yollara vurur kendini
sevdasında kavrulur’

gider…
ayrılık ötedir,
ayrılıklar içinde….

150 150 Rıfat Fahir İskit
yer demir, gök bakır

akşam vakitleri…..
yer demir , gök bakır
bir türkü düşer aklıma;
yalnızlığımdır.

erken gelen,
geç kalan,
kim varsa
artık vakit tamam!

kim çalarsa kapımı bilirim:
o yalnızlığımdır!

150 150 Rıfat Fahir İskit
düşüncesiz sözler

gün boyu dönüp duruyorum düşüncelerimin içinde
sözcükler fısıldıyorum kendime.

sözcükler…
kaçıp gidiyorlar aralık pencerelerden.

düşüncesi kalıyor gecenin
düşüncesiz sözlerin düşünceli adamı oluyorum.

tarifesini şaşırmış bir tramvay geçiyor hayatımdan
tüm tarifeli aşklarıma tezat!

içinde miyim dışında mıyım belli değil,
hayatım bana inat,
ben kaderime!

ne yollarım bitiyor
ne de rüyalarım!

gün boyu dönüp duruyorum düşüncelerimin içinde
hayaller vaadediyorum kendime.

kimi gün yağmur, kimi gün rüzgâr
bazen de ölü bir dalga!

ve sonunda akşam düştüğünde
yine düşüncesiz sözlerin düşünceli adamı oluyorum.

150 150 Rıfat Fahir İskit
kekik şiirleri..

yine en sevdiğim gözler..
ne rüzgara.. ne yağmura değişirim..

yarım bi sigara bulur yakarım..
kocaman gövdem küçücük kalır..
korkar hayallerimden..

ah derim..bir ben miyim..bu kadar yanlız..
ve bu kadar hüzünlü..
ve böylesine mutlu..

150 150 Rıfat Fahir İskit
gökkuşağı

okadar çabuk geçiyorki günler..
yakalamak istesekde zamanı olmuyor..

durduramıyoruz o akşamüstünü..

inemiyoruz günden..
ve vardığımız gecede..

iyi , kötü..sağlam kırık..

bulmak için aradığımız sonu..
ruhumuzu vermeye hazır….,

uyuyakalıyoruz.. gerçekle düş arası bir yerlerde..

rüyamizda hep o gökkuşağı..

150 150 Rıfat Fahir İskit
varlarım ile yoklarım

bak işte yine
varlarım ile yoklarımı sorguladığım bir gece…

en mutlu benmişim!
öyle diyorlar
ne bir eksik ne bir fazla.
bir elim yağda, bir elim balda.

ellerinin bebek kokusu burnumda
yaramaz çocuk gözlerin yüreğimde.

hereke’de yazıyorum.

tesellim, evinin pencerelerine vuran rüzgâr,
uyumadan önce baktığın gökyüzü, yıldızlar..

seninleyim
bensiz olduğundan çok, seninleyim.

Biliyorum, zorun rekor sayısı sende
keşke yanında olsam
keşke paylaşabilsem zorları.

ellerinin bebek kokusu burnumda
senin için yazıyorum..

hereke’de varlarımın ve yoklarımın son istasyonunda.

150 150 Rıfat Fahir İskit
kısacık sen bir şarkı

kısacık, şen bir şarkıdır hayat
bir gündüz rüyası,
bir iç çekiş kadar kısa
bir bakış kadar uzun
çetmide hayat…

bir andır hayat
ne söz yeter,
ne de nefes anlatmaya.

işte böyle kısacık bir akşamda
kaçamak bir bakıştır hayat.

çetmide bir sabahtır hayat
deli düşünceler içinde hayaller kurup
bahçede uyuyakalmaktır hayat.

ben bittimlerle başlayıp
klozet ile kucaklaşmaktır hayat.

kararlar içinde kararsız kalıp
bir telefon ile doğup diğeri ile ölmek,

güneşli bir sabahta aynalar ile dans
son bir yollukta, buruk bir tattır hayat.

yine de çok güzeldir hayat,
ilkbaharında
sonbaharında
tüm yalnızlıklarımda…

çetmide başka bir şeydir hayat!

150 150 Rıfat Fahir İskit
cemil topuzlu

önce geri dönmeni bekledim sessizce.
dışarı baktım, yağmura, insanlara
hayatıma baktım
yaşadıklarıma.

seni düşündüm
sonra durdum,
öylece durdum.

şarkılar, şiirler geçti cemil topuzlu’dan
güneşler, bulutlar, sabahlar…
hepsi teker teker geçti
hepsinin yüzüne baktım;
hepsi veda etti sessizce
sonra yine, yeniden durdum.

öylece durdum…

150 150 Rıfat Fahir İskit
ne yazık

Ne yazık!
Artık hiçbir şey eskisi gibi değil!
Yaşlandıkça ne fark ediyor sanki?
Belki kendimizden başka

Başka bir şeyler değişiyor.

Durup durup çocukluğumu anımsıyorum:
Mahalleye her baktığımda
Eski güzel hali geliyor aklıma;
O yazlık, kışlık sinemalı
Azıcık cep harçlıklı günler…

Belki şimdi yaşım, başım
Ve başka lüzumsuz her şeyim var,
İçimdeki heyecanım ve sevgimden başka..

Ne yazık!
Artık hiçbir şey eskisi gibi değil!

150 150 Rıfat Fahir İskit
gamzelerin

seni artık nereye koyacağımı bilememekteyim;
sana kâh aşığım

gözüm kâh dekoltende,
kâh belindeki gamzelerde.
kâh yüreğinde,
kâh ellerinde; son nefesimi vermeye gönüllü olduğum ellerinde.

hele gözlerine deyince gözlerim
öte tarafa geçiveriyorum,
bir lâhzada.

o zaman işte
kâh çocuğun oluyorum
en çok da sevgilin.

bir çırpıda toparlıyorum kendimi
sonra kaldığım yerden devam ediyorum,
küçük kelimelerimle

ömrüme bedel flörtümün hikayelerine…